Anneni Mi Daha Çok Seviyorsun Babanı Mı?

31 Temmuz 1926: 1926 yılında bugün ilk kez küçük bir çocuk kendisine sorulan "Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?" sorusuna "İkisini de aynı seviyorum" diye cevap verdi.

İzmir'in Bornova ilçesinde Ramazan Bayramı dolayısıyla Kılçık ailesi akraba ziyaretine gitmişti. Eller öpülmüş, baklavalar yenilmiş, kahveler içilmiş, muhabbet kısmına geçilmişti. Ziyaret edilen evin büyüğü Hulusi Amca, kendi zimmetli köşesine kurulmuş, herkese "Nasılsın yavrucuğum? Allah iyilik versin." diyordu.

Sıra harçlıklara gelmişti ve Hulusi Amca da bunun farkındaydı. Ama cebinden bir kuruş çıksın istemeyen birisiydi Hulusi Amca. Yanlış anlamayın, tutumlu birisiydi yani.

Kılçık ailesinin tek çocuğu, küçük Adnan$'dı. Harçlıkların çıkmadığını gören annesi, Adnan'ı ayağa kaldırır, "Oğlum git bir daha öp Hulusi Amca'nın elini" der ve Adnan'ı Hulusi Amca'ya gönderir. Küçük adımlarla koşa koşa Hulusi Amca'sına gider ve elini bir daha öper.

Kurtuluşun olmadığını anlayan Hulusi Amca, son bir cinlik düşünür. "Çok yaşa yavrum çok yaşa. Söyle bakalım Adnan, anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?" diye sorar. Kafası karışan Adnan, bir annesine, bir babasına bakar. Ama asıl, Adnan'ın annesi ve babası panik olur. Acaba kimi söyleyecek diye. Annemi dese, babası üzülecek; babamı dese, annesi üzülecek. İşte Hulusi Amca da, bu karışıklıktan faydalanıp parasını cebinde tutacaktı.

Ama Adnan o anda kendisine yakışanı yaptı, ve o tarihi sözleri söyledi: "İkisini de aynı seviyorum".

Planının başarısızlığa uğradığını anlayan Hulusi Amca, peşin peşin Adnan'a harçlığını uzatır. Adnan çok mutlu olur, ama belki de en çok mutlu olanlar annesiyle babasıydı.

O günden sonra bir çok yaşlı amca, para kaptırmamak için aynı taktiği uygulamaya çalıştılar. Ama Adnan'ı örnek alan aileler, çocuklarına Adnan'ın söylediği o tarihi sözleri öğrettiler ve onun izinden giderek yaşlı amcaların emekli aylıklarını sömürdüler.
FriendFeed ile Paylaş

Google'da Kendi İsmini Aratan İlk Kişi

29 Temmuz 2000: Tarihte bugün birisi ilk kez Google'da kendi ismini yazıp arattı.

Metin Kısırcıklı isimli genç, internetten sevgili yapmak için uğraşıyordu. Mirc'de tanıştığı bir kıza aşık olmuştu, ama gerçekten öyle bir kız olup olmadığına da emin olamıyordu, içinde hep bir şüphe vardı. Ne yapsam diye düşünürken, aklına cin gibi bir fikir gelir ve aşık olduğu kızın ismini Google'a yazıp aratır. Çıkan sonuç karşısında şok olur. Kızın ilkokuldaki lakabı "Sehpa", 6. sınıftaki Din Kültürü dersi notu ise 3'tü! Üstelik küçükken "Büyüyünce ne olucaksın?" diye sorduklarında "Anne olucam" dediği bile yazıyordu.

Hoşlandığı kız hakkında bir sürü küçük düşürücü bilgi bulduktan sonra, bu sefer kendisi için telaşlanmaya başlar Metin. "Acaba benim hakkımda neler biliyor bu Google?" diye düşünerekten, bu sefer kendi adını yazar ve aratır!

O tarihi an, Google'ın veritabanına kaydedilir ve günümüzde hala saklanmaktadır. Google'dan bir yetkili daha sonraları, "İnsanların Google'a, bilmedikleri şeyleri bulup öğrenmek için gireceklerini düşünmüştük hep. Ama Metin Kısırcıklı isimli kişi, bizim daha önce hiç düşünmediğimiz bir şey yaptı ve kendi ismini arattı. İtiraf ediyoruz ki, bunun büyük sonuçlar doğuracağını hiç bir zaman düşünemedik."

O günden sonra bir çok kişi zaman zaman Google'a girip kendi ismini arattı. Bunun sonucu olarak serverlarına ek yoğunluk gelen Google, bundan kurtulmak için büyümeye gitti ve o zaman yaptığı yatırımlar sayesinde bugün dünya devi haline geldi.

Bugün Silikon Vadisi'nde Google'ın binasına girdiğinizde, girişte Metin Kısırcıklı'nın fotoğrafıyla karşılaşıyorsunuz.

FriendFeed ile Paylaş

Parayı Bankaya Yatırsan Faiziyle Rahat Geçinirsin

27 Temmuz 1958: Tarihte bugün ilk kez bir adam "O parayı bankaya yatırır, faiziyle de yata yata geçinirsin" düşüncesini ortaya attı.

Kayserili devlet memuru Halil Daloğlu, Milli Piyango'nun büyük ikramiyesi olan 100bin TL'yi kazandığını ilk öğrendiğinde, sevincinden bütün mahalleyi ayağa kaldırır. Halil'in büyük ikramiyeyi kazandığını duyan mahalleli ise, tamamen iyi niyetlerinden, Halil'e o parayı nasıl değerlendirmesi gerektiğini söylüyordu. Kimisi yatağın altına saklamasını, kimisi ev almasını, kimisi altına yatırmasını, kimisi ise haydan gelenin huya gitmesini söylüyordu.

Yatırım işlerine hiç kafası basmaya Halil, parayla ne yapacağını bilmiyordu ve kafası karışmıştı. İşte o anda imdadına, yakın arkadaşı Şükrü Pazarcı yetişti. "O parayı bankaya yatırsan, faiziyle de yattığın yerden rahat rahat geçinirsin abi yaaa" diye alternatif bir yatırım yolu önerdi Şükrü. "Abi ayda %5 faiz olsa, 5bin lira iyi para eder. Yani yattığın yerden yersin parayı, oh ne rahat hayat.". Ve böylece ele ne zaman yüklü para geçse akla gelen o ütopik düşünce de ortaya çıkmış oldu.

O günden sonra insanlar ne zaman şans oyunları oynayacak olsalar, kazandıkları parayla ne yapacaklarına dair hayal kurarlarken hep bu düşünce de akıllarına geldi.
FriendFeed ile Paylaş

Saçlarını Kısa Kestiren İlk Erkek

26 Temmuz M.Ö. 12805: İnsanlık tarihinde bugün, medeniyet adına çok büyük bir adım atıldı ve ilk kez bir erkek saçlarını kısa kestirdi!

Papiros Ka isimli eski Mısır'da yaşayan bir erkek, arkadaşlarıyla kılıç düellosu yaparken arkadaşı yanlışlıkla saçını kesti. Saçlarını kesmek, o güne dek kimsenin aklına gelmemişti! Herkesin ilk kez karşılaştığı kısa saçlı erkek manzarası ilk başta hepsine garip gelmişti. "Oğlum noldu lan??? Çok mu kötü oldu öyle bakıyonuz?? Dere yok mu yakınlarda gidip bi bakayım saçıma??" diye soran Papiros, telaş içinde bir dere aramaya gider.

Yolda giderken bir grup genç kızla karşılaşan Papiros, genç kızların kendisine gülümsediğini fark eder. Normalde kızlar tarafından beğenilmeyen Papiros, bu şekilde dereyi bulana kadar bir sürü genç kız tarafından gülümsemelerle, göz kırpmalarla karşılaşır.

En sonunda bir dere bulur ve yansımadan kendisine bakar. İlk önce değişik gelir, ama sonra gözü alışınca sanki güzel de gelir. Bıçağını çıkartır, biraz daha düzeltir saçını ve geldiği yoldan geri döner. O güne dek beğenilmeyen Papiros, bu yeni imajıyla bir sürü sevgili edinir, çok popüler olur. Kızların "Bence erkeklere kısa saç daha çok yakışıyor" lafı da taa o günlere dayanır.

Onun gördüğü bu ilgiyi kıskanan diğer erkekler de yavaş yavaş saçlarını kestirirler ve erkeklerde kısa saç modası o günden sonra başlar.
FriendFeed ile Paylaş

Eurovision Şarkı Yarışmasında Komşusu Olmayan Ülkeye 12 Puan Verdiler

25 Temmuz 1970: Eurovision tarihinde 40 sene önce bugün bir ilk gerçekleşti. İlk kez bir ülke, hiçbir sınır komşusu olmayan başka bir ülkeye 12 tam puan verdi!

Eurovision şarkı yarışmasının 1970 senesindeki finallerinde henüz telefonla oylama olayı olmadığından, her ülke en yüksek puanı, ilişkileri kötüleşir diye aptalca bir sebepten ötürü komşularından birine vermekteydi. Taa ki sıra İsveç'e gelene kadar!

İsveç, Alla Andra Far Varann(türkçesi: Yukarda Allah Var) isimli güzel şarkıyla yarışmaya katılmıştı. Verdiği puanlar okunurken, sıra 12 puanla en yüksek puanı vermeye geldi. Herkes, 12 puanın Norveç'e gideceğine emindi, o yüzden çabucak diğer ülkelerin puanlamalarına geçmek istiyorlardı. Ama o anda herkesi şoke eden şey gerçekleşti: "And 12 points go toooooo.......Monaco???". Bütün salon sessizliğe büründü. Televizyon başında izleyenler, neye uğradıklarını şaşırdılar. Monaco'lu şarkıcı, adam gibi sevinemedi bile. Monaco ne alakaydı? İsveç nere, Monaco nere? Böyle bir dumur anıydı işte.

Yarışmadan sonra bütün gazeteciler, İsveç'in neden Monaco'ya 12 puan verdiğini öğrenmek için uğraşıyorlardı. İsveçlilerden bir açıklama geldi: "Monaco'nun şarkısını çok beğendik.". İsveç tarafından yapılan bu açıklama çok seviyesiz bulundu, hatta İsveç'in insanlarla dalga geçtiği bile söylendi. Norveç başta olmak üzere İsveç'teki büyükelçilerini geri çeken ülkeler oldu.

Bu olay ise, Eurovision tarihine damgasını vuran bir efsane olarak tarihteki yerini aldı, bir ilk olarak hep hatırlandı. Daha sonraki yıllarda az da olsa bu olaydan etkilenenler oldu, arada bir beğendikleri şarkıya oy verenler de çıktı.
FriendFeed ile Paylaş

Garson Bakmayınca Kaldırdığı Eliyle Kafasını Kaşıyormuş Gibi Yaptı

24 Temmuz 1930: Tarihte 80 yıl önce tam da bugün, sevgilisiyle yemeğe çıkan bir erkek elini kaldırarak garsona işaret ettiğinde, garson onu görmedi ve eli havada kaldığından karizmasını zedelememek için kafasını kaşıyormuş gibi yaptı.

İstanbul Bebek'te o zamanların lüks restaurantlarından olan El Beybi Restaurant'ta 2 kişilik yer ayırtan Cafer (Toraman) Bey, akşam saat tam 20.00'de kendileri için ayrılan masaya sevgilisiyle birlikte oturdu. Restaurant biraz yoğundu ve garsonların işi başından aşkındı. Birilerinin onlara bakması için beklediler, ama kimse bakmadı. Zaman geçtikçe sevgilisi içten içe oflamaya başlayan Cafer Bey, stres olmaya başlar. Sevgilisinin gözünde kendisine güvenen güçlü birisi gibi görünmek isteyen Cafer Bey, bir garsona seslenip çağırmaya karar verir.

Önce etrafına göz ucuyla şöyle bir göz gezdirir, en yakındaki garsonu gözüne kestirir. Garson, yeni boşalmış bir masadaki tabakları toplamaktadır. Cafer Bey, garsonla arasındaki mesafenin biraz fazla olduğunu düşündüyse de, en yakındaki odur ve bir an önce ona seslenmek zorundadır. Ama sonra garsonu sesli olarak çağırmaktan vazgeçer, çünkü çok daha stres verici bir olaydır. Böyle nezih bir ortamda çok yüksek sesle çağıramayacağı için, ya garson sesini duymazsa ne olurdu? Rezillik diz boyu!

Tam bunları planlarken garson biraz doğrulur, Cafer Bey'e doğru döner yüzünü. Fırsat bu fırsat diyen Cafer Bey, biraz acele ederek elini kaldırır ve garsona işaret eder. Ama o anda olan olur! Garson Cafer Bey'i görmez, masa toplama işine devam eder! İşin işten geçtiğini anlayan Cafer Bey, ne yapacağını şaşırır. Milisaniyeler içinde kaldırdığı elini saçlarına doğru götürür ve saçlarını kaşıyormuş gibi yapar! Bir yandan da bakışlarını garsondan çevirir, etrafa bakınıyormuş gibi yapar.

İşte benzer durumlarda erkeklerin imdadına yetişen bu hareket, aslında 80 yıl önce Cafer (Toraman) Bey tarafından bulunmuştu. Sevgiliye rezil olma durumunu minimuma indiren bu hareket, günümüzde neredeyse herkes tarafından bilindiği için biraz geçerliliğini yitirse de, usta ellerde hala çok etkili bir silah durumundadır.
FriendFeed ile Paylaş

Sarı Işık Yandığı Anda Kornaya Bastı

23 Temmuz 1982: Tarihte bugün trafik ışıklarında kırmızıda bekleyen bir minibüs şoförü, sarı ışık yanar yanmaz önündeki araçlara korna çaldı.

Olay, İstanbul Aksaray'da gerçekleşti. 20lik delikanlı Müslüm Kahraman, yeni modifiye ettiği ve arabesk kasetlerle donattığı minibüsüyle Aksaray'da kırmızı ışığa yakalandı. Önünde 3 sıra araba vardı. Minibüs tıklım tıklımdı, ama yine de yeni yolcu alacak yerler vardı. Minibüsün içi boğuktu, kalabalıktan dolayı havasızdı. O gün hava da çok sıcaktı. İşte bütün bu şartlar altında, Müslüm patlamaya hazır bomba gibiydi. Bir an önce gaza basıp, pencereden rüzgarı yiyip serinlemek istiyordu.

Derken sarı ışık yandı ve o tarihi olay gerçekleşti. Önündeki arabaların gitmesi imkansız olmasına rağmen, Müslüm kornaya asıldı. Sanki önündeki arabalar bir saattir yeşilde bekliyormuş da onlara kızıyormuş gibi! Ama bu korna, arabaları olduğundan daha hızlı hareket ettirmedi veya onları yok etmedi. Sanki korna çalmamış gibi, yine aynı sürede arabalar ilerlemeye başladı.

Daha sonraları bu olay bir fenomene dönüştü. Bütün minibüs, dolmuş, otobüs şoförleri arasında kabul gördü. Hatta ileriki yıllarda geri sayımı olan ışıklar yerleştirildiğinde, henüz daha sarı bile yanmadan kornaya basanların olduğu görüldü.

Bu olayın kahramanı Müslüm Kahraman ile yapılan daha sonraki röportajlarda, neden böyle bir şey yaptığı soruldu hep. Verdiği cevapsa, bunun bir refleks olduğu, minibüs sürenlerin hepsinde bir süre sonra kendiliğinden oluştuğuydu.
FriendFeed ile Paylaş

Turiste Türkçe Yol Tarif Eden Adam

22 Temmuz 1927: Tarihte bugün ilk defa bir Türk vatandaşı, ülkesine gelen bir turistle tane tane ve bağırarak sanki turist anlayacakmış gibi Türkçe konuştu .

Eminönü'nde kaçak parfüm satan Emin Bey, ilkokul terk bir Türk vatandaşıydı. Yabancı dili hiç yoktu, ama vücut dilini iyi kullandığını söylerdi hep. 1870 tarihinde bugün, yine Eminönü'nde satış yaparken, Alman bir turist kendisine yaklaşarak "Wie kann ich nach Dolmabahçe Sarayiii gehen?" diye sordu. Kelimelerden sadece Dolmabahçe Sarayı'nı anlayan Emin Bey, nasıl tarif edeceğini düşünmeye başladı. Yabancı dili yoktu, ama turist ülkeye para kazandırmak demekti, o yüzden turiste yardım etmeliydi.

O anda ilginç bir şey oldu. Durup dururken Emin Bey tane tane, yavaşça, ve bağıra bağıra bozuk bir Türkçe'yle yolu tarif etmeye başladı. "SEEEEENNNNN, (eliyle karşısını göstererek)BÖYLE DÜMDÜÜÜÜZZZZZZ, GİDİYOOOORRRRR. KIYIYI TAKİP EDİYOOOORRRRRR. AMA SARAY UZAAAAKKKK!!! (yorulmuş gibi taklit yaparak)SEN BÖYLE YORULMAK. SEEEEEN EN İYİSİİİİİİ AT ARABASINAA BİNMEEEKKKKK. DIGIDIIIKKK DDIGIDIIIIKKKK!!!! KABATAŞ'I GEÇİNCEEEE, GÖRCEN ZAAATEEENNN, (eliyle büyük işareti yaparak)SAĞDA KOCAMAN SARAAAYYYYY!!". Sanki yabancı dilde konuşuyormuş gibi büyük bir şevkle anlatıyordu, ve bir o kadar da ciddi.

Neye uğradığını şaşıran Alman turist, bir tarihe tanıklık ettiğini o anda bilmiyordu. Biraz korkmuştu ve uzaklaşmak istiyordu. Sevimli ve güler bir yüz ifadesi takınmaya çalışarak "Tişkür edeğiimmm" dedi ve adamın gösterdiği yöne doğru gitti, Dolmabahçe Sarayı'nı da buldu. Emin Bey ise, ülkesine yaptığı büyük hizmetten dolayı gururlu bir şekilde işine devam etti. Olaya şahit olan diğer insanlar ise, Emin Bey'in bu inanılmaz hareketini hiç unutmadılar, ne zaman bir turistle karşılaşsalar onlar da aynı şekilde bağıra bağıra bozuk bir Türkçe konuşarak turistlere yardımcı oldular. Ülkemizin bugün bir turizm cenneti olmasını sağlayanlar, işte Emin Bey ve onun izinden gidenlerdi.
FriendFeed ile Paylaş

MSN İletisini Şekilli Yazan Kız

21 Temmuz 2002: Tarihte bugün ilk kez bir kız MSN Messenger'da ismi yerine farklı harfler kullanarak şekilli şekilli bir cümle yazdı.

Sevgilisine doğum gününde ne alacağını düşünen Burcu Karaorman isimli genç kız, bütün parasıyla kendisine kıyafet almasından dolayı parası da kalmadığından, ucuz ama anlamlı(yani manevi değeri olan!) bir hediye bulmaya çalışırken aklna bir fikir gelir. Sevgilisini MSN Messenger'da konuşmak için çağıran Burcu, saat tam gece 12'yi geçtikten sonra msn nickini "<< ƛşƘıM ƧЄƝƖ çƠƘ ƧЄƔƖƳƠƦƲM ƊƠğƲM ƓüƝüƝ ƘƲƬԼƲ ƠԼƧƲƝ >>" olarak değiştirir. Neye uğradığını şaşıran Kemal İplikçi, bu orijinal jest karşısında çok duygulanır. Aldığı en güzel manevi hediye olduğunu söyler.

O sırada Burcu'nun msn listesinde online olan arkadaşları da bu yazıyı görürler ve çok hoşlarına gider. Onlar da nasıl yazılacağını öğrenirler, sonra onların da arkadaşları görür ve beğenir.. derken böyle şekilli mekilli nick yazma modası başlamış olur.
FriendFeed ile Paylaş

70lik Hasan Dede Olimpiyatlar'a Katıldı

20 Temmuz 2009: Evlilik programlarının vazgeçilmez bekarı Hasan Dede, kendisi için "Amaaaaaan, yaş 70 işi bitmiş bunun, istemem ben" diyen Melahat Teyze'ye işinin bitmediğini kanıtlamak için Olimpiyatlar'a katıldı.

Görücü TV'de yayınlanan "Görücü Usulü" programında evlenmek için kısmetini bekleyen 70 yaşındaki Hasan Dede, programın eğlence kaynağı azgın bir boğaydı adeta. 70 yaşına gelmesine rağmen hala inatla evlenmek istediğini belirten Hasan Dede, bir gün programa katılan Melahat Teyze'ye ilk görüşte aşık olur ve ona talip olur. 69 yaşındaki Melahat Teyze, Hasan Dede'yi şöyle bir süzer, "Ben her gece sevişmek istiyom! Bulaşık da yıkarım, yemek de yaparım, ayaklarını da yıkarım kocamın. Ama her gece sevişmek istiyom!" der. Hasan Dede'nin beyaz atlı prensesi olan bu hanım, adeta Hasan Dede'nin istediklerini söylemiştir. "Olur, her gece sevişirim senlen" der Hasan Dede, ama Melahat Teyze inanmaz, "Amaaaaaan, yaş 70 işi bitmiş bunun, istemem ben. Gencini bulun bana, 20lik olsun" der.

Bu lafları gururuna yediremeyen Hasan Dede, programı terk eder. Melahat Teyze'nin istediği 20liğe karşılık, her gün 20 km koşmaya başlar ve olimpiyatlara kabul edilir. Hangi branşta yarışacağı sorulan Hasan Dede, "Sırıkla atlıycam, benimki gibi uzun olsun ama" der. Neden bu branşı seçtiğini soran gazetecilere ise, "Bu işte sırığı kavramak çok önemli, adeta işin sırrı. 70 yıllık abazayım, 60 yıldır 31 çekiyorum. Sırıklar ve kavrama konusunda artık çok uzmanım. Başaracağıma inanıyorum" cevabını verir.

2009 Olimpiyatları'nın adeta maskotu haline gelen, rekor üzerine rekor kıran, kırılmadık rekor bırakmayan Hasan Dede, çıkışta 20lik bir çıtırla çıkarken görüntülendi.
FriendFeed ile Paylaş

Duşta Şarkı Söyleyen Ergen

12 Temmuz 1972: Tarihte bugün ilk kez bir ergen duş alırken şarkı söyledi.

Amerika Ohio'da yaşayan 14 yaşındaki Adam Daniels, ortalıkta cenabet cenabet dolaşmamak için duşa girer. Sesi, o ergenlere özgü şekilde çatal çatal, boru gibi olan Adam, küçükken şarkı söylemeye bayılırdı. O zamanlar sesi çok da güzeldi, bir Küçük İbo edasıyla söylerdi şarkıları, o kadar yanıktı sesi. Ama ergenliğe girince, her genç erkeğin başına gelen onun da başına geldi, sesi iğrenç bir hal aldı. Ve ondan sonra diğer ergenlere uygulanan şarkı söyleme yasağı ona da getirildi.

İşte 1972 yılında bugün, Adam duşa girdiğinde, bir zamanlar kendisi için tutku olan bir şeyi yapmaya karar verir: Şarkı söylemek! Ne kadar tehlikeli bir iş yaptığının farkında olmayan asi ergen Adam, duş başlığını eline alır ve ağzına doğru götürür. "Ennnnn nating elz medırsss" diye Metallica'dan Nothing Else Matters isimli şarkıyı hicaz makamında söylemeye başlar. En azından öyle sanır, çünkü o çatallı sesiyle aslında şarkı ergen makamında çıkmaktadır. Gelin görün ki, hepimizin başına gelen onun da başına geldi, kendi sesini dünyanın en güzel sesi olarak duydu. O sırada banyonun kapısının önünden geçen annesi bu sesi duyar ve geçici duyma kaybı yaşar.

Adam duştan çıkınca, söylediği şarkının yaptığı terapi etkisi ile ergenliğin getirdiği o asiliği biraz kaybeder, rahatlamış ve biraz daha sakin birisi olarak hayatına devam eder. O günden sonra duşta şarkı söylemenin insan ruhuna terapi etkisi yaptığı ortaya çıktı ve duşta şarkı söyleyenlerin sayısı git gide arttı. Her ne kadar çevrelerindekilere zarar verseler de, onlar bunun hiç farkında olmadılar.
FriendFeed ile Paylaş

Havuza Yüz Üstü Atlayıp Pişerek İntihar Etti

11 Temmuz 1987: Tarihte bugün ünlü televizyon spikeri Chris Baldiriciplak havuza yüz üstü atlayıp pişerek intihar etti.

California Belediyesi'nin halka açık havuzunda yaşanan olay herkesin tüylerini diken diken etti. Başarılı bir kariyere ve zengin bir hayata sahip Chris Baldiriciplak, '86 ekonomik krizinden etkilenen insanlar listesinde üst sıralarda yer alır. Önce evini, sonra arabasını, sonra öteki evini, daha sonra diğer evlerini de kaybeder. Bütün malvarlığını kaybettikten sonra bir de işinden olunca, Chris bunalıma girer. çikolataya başlar ve kocaman bir bitter çikolata göbeği yapar. Yine de eski hayatından tam kopamayan Chris, arada sırada belki magazincilere yakalanırım umuduyla Belediye'nin havuzuna giderek orada güneşlenir, yüzer.


Olayın yaşandığı gün aşırı derecede çikolata yediği tespit edilen Chris'in yanına, o sırada "Sıcaklar bastırdı, halk soluğu Belediye'nin havuzlarında aldı." şeklinde haber yapan haberciler gelir ve röportaj yapmak isterler. Kendisini tanıdıklarını düşünen Chris mutluluktan havalara uçar, ama habercilerin ilk sorusuyla adeta yıkılır: "California'da yaşanan aşırı sıcaklar nedeniyle halk soluğu havuzlarda aldı. Evet efendim, Belediye'nin işlettiği bu havuzlardan memnun musunuz?" şeklinde gayet duygusuz ve önemsiz soruyu duyan Chris, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlar. Girdiği bunalımın ve yediği çikolataların da etkisiyle koşarak etraftakilerin korku dolu bakışları arasında büyük finalini yapar: Havuza yüz üstü pişecek şekilde atlar, korkunç bir "Şaaaappppp" sesiyle sulara gömülür.

Chris'in huzur içinde ölmek yerine böylesine çok acı verici ve dayanılmaz bir ölümü seçmesinden dolayı, girdiği bunalımın gerçekten de ağır olduğu sonucuna düşünüldü.
FriendFeed ile Paylaş

Susarak Karşısındakine En Güzel Cevabı Veren İnsan

10 Temmuz M.Ö. 20112: Tarihte çok uzun yıllar önce bugün bir ilk daha yaşandı. Dünyada ilk kez bir insanevladı tartıştığı başka bir insanevladına susarak en güzel cevabı verdi!

Tarihi olay milattan önce 20.112 tarihinde tam da bugün gerçekleşti. Homo Agara Kugara isimli genç erkek, ölümüne kanka olduğu Homo Sike Ratar ile ava çıkmıştı. Amaçları, etine dolgun, sek sek sekerek koşan, tercihen uzun boylu, ama kısa boylu da olsa fark etmeyen bir ceylan yakalamaktı. Mola verdikleri bir sırada mızrağının ucunu sivrilten Homo Agara Kugara, espri olsun, muhabbet olsun, birlikte gülsünler diye Homo Sike Ratar'a seslenir. Önce elindeki mızrağı gösteren Homo Agara Kugara, sonra kankası Homo Sike Ratar'ı gösterir ve sağ dirseğini 90 derece kırıp, baş parmağı eline paralelken diğer parmakları tam tersi yönü gösterecek şekilde
el bileğini yana doğru 90 derece kırar. Daha sonra da ani hareketlerle elini dirsekten dönecek şekilde sola doğru sallamaya başlar.

Homo Agara Kugara'nın yaptığı bu iğrenç espri yüzünden erkeklik gururu incinen Homo Sike Ratar, kankasını pataklamayı düşündüyse de hemen bu düşünceyi kafasından uzaklaştırır, çünkü Homo Agara Kugara ondan çok daha iri ve güçlüdür. Kafasına taş atmayı düşünür, ama sonra daha büyük bir taşı kafasına yiyeceğini anlar. Böyle ne yapsam diye düşüne düşüne zaman ilerler, ama Homo Sike Ratar yapacak hiç bir şey bulamaz. Bu arada düşündüğü için de önüne bakmaktadır.

Homo Sike Ratar'ın kendisini takmadığını düşünen Homo Agara Kugara, bu işe çok fazla bozulur. Erkeklik gururu paramparça olur, ne yapacağını bilemez duruma düşer ve ağlamaya başlar. Kankasının ağladığını duyan Homo Sike Ratar, kafasını kaldırır ve kazandığı o büyük zaferi kendi gözleriyle görür: Susarak, kankasına en güzel cevabı vermiştir.

İşte o günden sonra susarak karşısındakine en güzel cevabı verdiğini düşünenler toplanmaya başladılar, bir araya geldiler ve devlet denilen kurumu kurdular. Başlarına da susarak cevap verdiklerini düşündükleri insanları(Homo Agara Kugara) getirdiler ve her türlü haksızlıkta susmaya devam ettiler...
FriendFeed ile Paylaş

Behlül Pitt'in İlk Çapkınlık Anı

9 Temmuz 1983: Tarihte bugün, çapkınlıklarıyla ünlü yakışıklı Hollywood yıldızı Behlül Pitt, kameralara ilk kez çapkınlık yaparken yakalandı.

Ünlü aktör daha sonraları kendini "Karnım acıkmıştı, amacım sadece süt içmekti." şeklinde savunduysa da, çapkınlık yaptığı kadını kendi düğününden kaçırdığı ortaya çıktı.

"Behlül o zamanlar da çok yakışıklıydı, ona ilk görüşte aşık olmuştum. Onunla evlenebilmek için kendi düğünümden bile kaçtım, ama ne yazık ki amacının başka olduğunu acı bir şekilde öğrendim." diyen B.Z., daha sonra Behlül'ün kendisini başka bir kadın için terk ettiğini açıklamıştı. Behlül Pitt halen Hollywood'un en çapkın aktörlerinden birisi olarak kabul ediliyor.
FriendFeed ile Paylaş

Kazanan Rakibine Sarılan Yarışmacı

8 Temmuz 2003: Tarihte bugün ilk kez televizyon yarışmalarında kaybeden yarışmacı, kazanan rakibini ilk kutlayan kişi oldu.

Topstar isimli yarışma programında finale kalan 2 yarışmacı Tarkan Çokkarizmatik ile Kenan Eskidenuzunsaçlıydı, kameraların önünde sonuçların açıklanmasını birlikte beklediler. Kenan'ın yarışmayı kazandığının açıklanması ile 2. olarak hiçbir şeyi kazanan Tarkan, o psikolojiyle kameraların önünde sahnede ne yapacağını şaşırarak, yakınındaki tek kişi olan Kenan'a sarılarak sanki yarışmayı kendisi kazanmış gibi mutlu bir ifadeyle rakibini tebrik etti. Yarışmayı kazanmanın mutluluğuyla kendisinden geçen Kenan ise, bu kutlamayı fark etmedi bile.

Bu tarihi olaydan sonra artık yarışmalarda ne zaman sonuçlar açıklanıp kazanan belli olsa, benzer bir manzarayla karşılaşmaya başladık.
FriendFeed ile Paylaş

Facebook'ta "Çok Güzel Çıkmışsın Canım" Şeklinde Yorum Yapan Kız

7 Temmuz 2008: Tarihte bugün ilk kez bir kız, uyuz olduğu başka bir kızın Facebook'taki bir resminin altına "Çok Gzl ÇıkmışSın cnm(:" şeklinde yorum yazarak yepyeni bir akıma öncülük etti.


Burcu Sarısoyar isimli kız Facebook'ta uyuz olduğu başka bir kızın resmi altına "Çok Gzl ÇıkmışSın cnm(:" şeklinde yorum yazdı. Bu yorumu neden yazdığını kendisi dahil hala kimse anlayabilmiş değil. Resmine yorum yazdığı Yasemin Yorumister ise bu yoruma ilk önce çok şaşırdı, ama daha sonra "saol canım (: o senin güzelliğin (:" şeklinde kızlara özgü vurucu bir darbeyle karışık verdi.

Bu diyalogtan sonra milyonlarca kız bu akıma katıldılar, Facebook'u "çok güzelsin tatlım", "o senin güzelliğin canım", "bebeğim ortalığı yakıyorsun yine" şeklinde yorumlarıyla işgal ettiler. İşin ilginç tarafıysa, bütün kızların bu yorumların yapmacık olduğunu bilmelerine rağmen, yapılan bu yorumlardan gerçekten de hoşlandıklarının ortaya çıkmasıydı.
FriendFeed ile Paylaş

Kıçını Parayla Silen Adam

6 Temmuz 1961: Tarihte bugün, ilk defa bir insan evladı tuvaletten sonra kıçını parayla sildi.

Arkadaşlarının yaptığı müshilli şakayı ancak tuvaleti geldiğinde fark eden Japon asıllı Amerikalı iş adamı Chi Changi Chong, kendisini son anda tuvalete atmayı başarır. Yalnız işi bittiğinde, arkadaşlarının kötü bir sürpriziyle daha karşılaşır: Arkadaşları tüm tuvalet kağıtlarını saklamışlardır.

Ne yapacağını bilemez halde kara kara düşünen Chong'un imdadına cebinde kalmış olan 100$ yetişir. Çoğu zengin gibi biraz cimri olan Chong, köşedeki bakkalda parayı 10 dolarlık banknotlara bozdurmadığına söverekten, işini 100 dolarıyla görür ve tarihteki yerini "Kıçını parayla silen ilk adam" olarak alır.
FriendFeed ile Paylaş