Tepelerinden Geçen Uçağa Bakan İnsan

18 Kasım 1912: Alman bisiklet tamircisi Michael Krause, baba mesleğinin yanı sıra teknolojik gelişmeleri de hobi olarak yakından takip eden bir isimdi. Berlin şehrinin Kreuzberg semtinde yaşamaktaydı. Küçüklükten beri en büyük hayali, bir gün kuşlar kadar özgür bir biçimde uçabilmekti.

O sıralarda dünyanın dört bir yanından gerçekten de uçabilen uçaklarla ilgili haberler gelmekteydi. Çeşitli bilim dergilerini her ay satın alan Michael de bunlardan haberdardı. Ve ne zaman uçaklarla ilgili yeni bir haber okusa, yakınlarda yaşayan birisi de uçak yapsa da bir gün 1 dakikalığına bile olsa onu da yanında uçursa diye hayal ederdi.

Ama bir süre sonra fark etti ki, yakınlarda yaşayan birisinin uçak falan yapacağı yoktu. Uçak yapsa da, onu neden uçursundu ki? Asıl fark ettiği önemli şeyse, uçaklarla ilgili o kadar çok şey okumuştu ki, uçaklarla ilgili bilgisi şu anda muazzam seviyedeydi. Neden kendisi bir uçak yapmıyordu ki?

Hemen bisiklet tamirinde kullandığı parçaları bir araya getirerek kendisini evinin bodrumuna kapattı. Ama uçağın yarısını tamamladığında, uçağı bodrumdan çıkaramayacağını fark ederek her şeyi parçaladı ve bahçede sıfırdan bir uçak yapımına başladı. 2 aylık bir çalışmadan sonra da, kendince uçağı bitirdi ve şehrin dışındaki çok yüksek olmayan tepelerde deneme uçuşu yapmaya karar verdi. Deneme uçuşu için seçtiği tarih, 18 Kasım 1912 idi.

Otto Göppert, Maria Fink ile bir aydır sevgiliydi. Hala cicim aylarındaydılar, ama artık bazı şeyler yerli yerine oturmaya başlamış ve hafif kıskançlıklar sonucu küçük tartışmalar da başlamıştı. O gün, Berlin'in en ünlü pastanesinde tatlı yemeye gidiyorlardı. Kasım ayına göre hava yumuşaktı, ama yine de estiğinde üşüten hafif bir rüzgar da vardı.

El ele tutuşmuş yürürlerken, birden bir motor sesi duydu Otto. Normal bir insana göre daha fazla gelişmiş kepçe kulakları vardı ve normal insanların duyamayacağı sesleri bile duyuyordu bazen. Tanrı vergisi bir hediyeydi bu Otto'ya! İşittiği ses, gitgide yaklaşan bir motor sesiydi. Ama etrafta ne bir motosiklet, ne de bir araba gözüküyordu! Üstelik, ses yaklaştıkça, sanki gökyüzünden geliyormuş gibi gelmeye başlamıştı! Otto o sırada sevgilisinin gözlerinin içine bakıyordu, fakat bir yandan da bu sesin nereden geldiğini merak ediyordu!

Otto, sevgilisinden yiyeceği azarı göze alarak, tarihte bir ilki gerçekleştirdi o anda! Kafasını havaya kaldırdı ve sesin geldiği yöne, Michael Krause'nin tepelerinden geçen uçağına doğru baktı. 18 Kasım 1912 günü tarihte ilk kez birisi, tepelerinden uçak geçerken kafasını kaldırarak uçağa boş boş bakmış oldu!

Ama bu bakışı uzun sürmedi. Daha bir saniye bile geçmeden, Maria tarafından bir yumruk yedi sırtına. "Ben yanındayken başka kızlara bakıyorsun dimi!!" diye azara başlayan Maria, sevgilisinin o anda tarihe geçtiğini tabii ki bilmiyordu.

Otto Göppert'in bu ilk bakışları, ne olduğunu, neye baktığını bilmeyen meraklı bakışlardan ibaretti. Tamamen masumlardı. Sonuçta, o güne kadar hayatında hiç uçak görmemişti! Bu yüzden üzerinde durulmaya bile değmezdi normalde. Ama bu ilk bakışın üzerinden seneler geçtikçe, uçaklar yaygınlaştıkça, insanoğlu çok çarpıcı bir gerçeklikle karşı karşıya kaldı.

Dünyanın dört bir yanında, ne zaman tepelerinden bir uçak geçse havaya bakan insanlar ortaya çıkmaya başladı. Daha önce uçak görmüş olan, uçakla seyahat etmiş olan, hatta uçak kullanmış olan insanlarda bile bu yaşanıyordu! Bir uçağın uzaktan yaklaşmakta olan sesini işitiyorlar, o anda ne iş yapıyorlarsa tamamen bırakıyorlar ve sanki daha önce hayatlarında hiç uçak görmemişler gibi bakışlarını havaya dikerek uçağın geçişini boş bakışlarla izliyorlardı!

Bu refleksin neden ortaya çıktığı ve mekanizması günümüzde hala gizemini koruyor. Ama yine de, nedeni bilinmese bile bu refleksin hipnotik etkisinden günümüzde bir çok yerde faydalanılmakta. Önce, savaş filmlerine konulan uçak sahnelerinden sonra, bu tür filmlerde gişe hasılatında gözle görülür bir artış saptandı. Ardından uçak kaçırma filmleri peş peşe gelmeye başladı. Ama bu refleks günümüzde en çok anneler tarafından kullanılmakta. Yemek yemeyi reddeden çocuklarına yemek dolu kaşığı uçak gibi gösterip "Bak uçak geliyor uçak geliyor hooooppp" şeklinde hipnotik etkiyle yemek yedirerek, günümüzde büyük bir sorun haline gelmiş olan obezitenin ortaya çıkmasına ön ayak oldular.
FriendFeed ile Paylaş

0 yorum:

Yorum Gönder